Mantolama
Mantolama basit olarak, dışarıdaki ısıyı içeriye sokmadan, içerideki ısıyı korumak amacı ile yapının bir nevi manto içine alınması, ısı yalıtım malzemeleri ile kaplanmasıdır. Teknik olarak ise ısı yalıtımı, herhangi bir ısı köprüsü oluşmayacak şekilde , gerekli ısı izolasyon katsayısına ulaşmak için bina dış yüzeylerine yapılan ısı izolasyonudur.
Mantolama sadece kışın içerideki sıcak havanın dışarı çıkması anlamında değildir. Aynı zamanda yaz aylarında da içerideki soğuk havanın dışarı çıkmasına engel olur ve iç kısımların ısı kaybını azaltır. mantolama dediğimiz sistem günümüzün en yaygın ısı yalıtım sistemidir.
Dış cephe mantolaması iyi olan bir yapıda ısıtma ve soğutma için kullanılan enerjinin daha az kullanılması ve ısıtma ve soğutma sistemlerinizden kaynaklanan giderlerin daha ekonomik rakamlara indirilmesine de yarar. Aynı zamanda bir diğer yönden de bakarsak daha az yakıt kullanılması hava kirliligini önler. Yapıların cephelerinde ısı ve nem iletimi azalacağından binaların ömrü uzar.
İnsanlar konforlu ve ekonomik yaşama ihtiyacını her geçen zaman diliminde artarak hissetmişlerdir. Bu gelişmeler doğrultusunda da karşılaştıkları problemlere çözümler aramışlardır. Yapılarda ısı yalıtımı bu çözümlerin başında gelmektedir. Mantolama malzemeleri ile ilgili bir çok çalışma 20. yüzyılın ilk yarısında yapılmış ama geliştirilen bu malzemeler yaşanılan petrol krizinin ardından kullanılmaya başlanmıştır. Yaşanan ekonomik zorluklar artık hayatımızın her alanında tasarruf yapmamızı gerektirdiği gibi enerji kaynaklarımızın azlığı ve çevre kirliliği de yaşamlarımızı ciddi olarak etkilemektedir. Bu nedenle mantolama bugünün ve geleceğin vazgeçilmezidir.
Tanım : Farklı iki ortam ve sıcaklıktaki ısı transferini engellemek amaçlı yapılan işleme ısı yalıtımı denir. Bu ısı transferini azaltmayı sağlayan malzemelere ısı yalıtım malzemeleri adı verilir. Isı yalıtım malzemelerinin en temel özelliği (λ) ısı iletim katsayısıdır. Isı iletim katsayısı yükseldikçe ısı yalıtım malzemeleri nin ısı yalıtım özelliği azalır. IS0 ve CENN Standardına göre ısı iletim katsayısı 0,065 W/mK degerinden küçük olan malzemeler ısı yalıtım malzemesi olarak kabul edilir.
MANTOLAMA NEDİR
Mantolama adı verilen Dış Cephe Isı Yalıtımı Sistemleri uzun yıllar öncesinden Avrupa ülkelerinde standartlarla çerçevelenmiş ve enerji tasarrufu amaçlı kullanılmaya başlanmıştır.Ülkemize maalesef gecikmeli gelen bu tasarruf sistemi sebebi ile enerji satan bir ülke iken dışarıdan enerji alan bir ülke konumuna gelmiş bulunmaktayız. Yerküre üzerindeki kaynakların hızla tüketildiği düşünüldüğünde tasarruf tedbirlerimizi almak için daha fazla gecikmememiz gerekliliği açıkça görülmektedir.
Yapılarımızda ısınma ve serinleme amaçlı kullandığımız kombi, kalorifer, klima ve benzeri cihazların sarf ettikleri enerji, dış cephe mantolama uygulamaları ile %50 azaltılabilmektedir. Eğer binalarımızın temel ve çatılarında da mantolama yapılmışsa bu oran %60’lara kadar çıkacaktır. Bu kadar önemli bir tasarrufun sadece kendi bütçelerimize değil ülke ekonomisine de önemli katkılar saglayacağı unutulmamalıdır. Binalarımızda en önemli ısı kayıpları kolon ve kirişlerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle ile iç duvarlarda yapılacak Mantolama tatbikatları asla sonsuz ömürlü olamayacaktır, dış cephede ve bina duvarlarının tamamını kaplamadıktan sonra Mantolama sistemlerinde tatmin edici sonuç alınamaz. Sistemin ana prensibi hiçbir aralık kalmayacak şekilde yapının dışarıdan ısı yalıtım levhaları ile kaplanmasıdır.
Kolonlar, kirişler, duvarlar, pencere merkezleri, çıkma altları bir bütün olarak mantolanmalı ve yapının tamamı koruma altına alınmalıdır.
Dogru bir şekilde dış cephe kaplama sistemleri ile kaplanan bir binanin korozyon problemini bir daha yasamayacağını, yaşının sabitleneceğini ve mantolamanın bina ömrü kadar hizmet verebileceğini unutmamamız gerekmektedir. Yapılarda mantolama uygulaması ısınma için kullanılan enerjiden tasarruf edilerek gaz, kurum ve toz emisyonunu azaltıp çevre için doğrudan bir kazanç sağlar. Duvar, ısı köprüleri, zemin ve tavan yüzey sıcaklıklarının iç konfora olduğu kadar yapı kabuğu üzerinde de önemli etkileri vardır. Yeterli yalıtım yaşam kalitesine katkıda bulunur ve bina dokusunun korunmasına yardımcı olur.
Dış cephe mantolama için teknik verilere uygun olan ve olmayan çok çesitli ürünleri bulmanız mümkün. Mantolama uygulamasından maksimum derecede fayda sağlamak için ürün kalitesi teknik değerleri üstün malzemelere ek olarak Uugulamanın da hassas yapılması gerekmektedir. Ürün ve uygulamanın birleşmesi sonucunda Mantolama tam performans ile çalışacak size konforlu ve sağlıklı bir mekan oluşturacaktır.
Bu çözümde kullanılan bileşenler doğru nitelikte seçilmiş ısı yalıtım levhaları, levhaların yüzeye ankrajlanmasını sağlayan özel dübeller, yine levhaların yüzeye yapışmasını sağlayıcı özel yapıştırma harcı ve mantolamaya özel sıva harcı, sıva aderansini arttıran sıva filesi, boşluklarda kullanılmak üzere tasarlanmış alüminyum profillerden oluşmaktadır.
Ülkemizde dış cephe yalıtım ile enerji tasarrufunun yaygınlaştırılmasına yönelik TSE, Bayındırlık Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı nezdinde gerçekleştirilen çalışmalar ile TS 825 “Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği” standardı, Nisan 1998’de revize edilmiş ve Haziran 2000’den itibaren de yeni inşa edilecek yapılarda zorunlu bir standart haline gelmiştir. Mantolama uygulama zorunluluğu, belediyelerin ilgili bölümleri ve yapı denetim firmalarınca denetlenmektedir.
MANTOLAMA NASIL YAPILIR
Uygulama Öncesi: Kullanılacak yapıştırma harcı çimento esaslı olacak ise +5 ile +30 0C sıcaklıklar uygundur. Aşırı sıcak veya aşırı yağışlı havalarda iskelenin ağla kapatılması önerilir. Don tehlikesinin beklendiği durumlarda uygulamadan kaçınmak gerekir. Uygulama yapılacak yüzey nemli olmamalı, duvar ve sıvalar kurumuş olmalıdır. Yüzey sertliği önceden kontrol edilmeli, kirler temizlenmeli, sıva çatlakları tamir edilmelidir. Binanın yatay ve düşey düzlemde terazisinde olup olmadığı kontrol edilir. Yüzey eğrilikleri kaba sıva ile düzeltilmelidir. Bina yüzeyindeki su iniş boruları, anten, çamaşır demirleri vs. uygulamadan önce sökülür. Düşeydeki kaçıklığın çok fazla olduğu yüksek binalarda, her 3 katta bir yatay derzleme yaparak sorunu bu derzler arasında çözmek gerekir. Aksi takdirde en üst kata ulaşıldığında 15-20 cm. ler civarında sıva kalınlığı kullanmak gerekir ki pratik olarak bu imkansızdır.
Subasman Profilinin Yerleştirilmesi: Subasman profili su basman seviyesinin 20 cm. altında tespit edilir. Subasman profili kullanılacak levhanın kalınlığına göre seçilir. Profillerin kalınlığı piyasada genelde 33mm, 43 mm, 53 mm, 63 mm gibi boyutlarda, profil uzunluğu ise 2,50 m uzunlukta olmaktadır. Yatay bir şekilde terazisinde duvara sabitlenir. 50 cm.de bir vidalama yapılarak profil duvara çakılır. Yalıtım levhaları kalın ise vidalama daha sık olmalıdır. Profiller arasına 0,5-1,00 cm.lik genleşme derzi bırakılmalıdır. Duvar tam düz değilse arada boşluklar kalır. Bu durumda birtakım plastik takozlarla destekleme yapılır. Profili don seviyesine kadar indirerek buradan başlatmak gerekir. Bodrum katlarda da ısıtılan mekanlar varsa mutlaka bodrum duvarları da yalıtılmalıdır.
Mantolama Levhalarının Yapıştılması: Çimento esaslı yapıştırma harçları piyasada genelde 25 kg.lık kraft torbalarda satılmaktadır. Bir torba yapıştırma harcı içinde yaklaşık 6 lt. su bulunan kovaya yavaşça dökülür. Düşük devirli bir karıştırıcı ile karıştırılır. Hazırlanan karışım 8-10 dk. Kadar dinlendirildikten sonra 2-3 dk. daha karıştırılır. Artık yapıştırma harcı kullanıma hazırdır. Bu karışımın 2 saat içinde tüketilmesi gerekir. Yapıştırma harcı uygun şekilde hazırlandıktan sonra mala ile levhanın arkasına sürülür. Levhanın arka yüzeyinin dört kenarına ayrıca yüzeyin ortasına da 3 öbek şeklinde uygulanır. Sıvanın kenarlardan dışarı taşmasını önlemek için 0.5 cm. kadar içerden sürülmelidir. Arka yüzeyin ise en az %40 ının yapıştırıcı ile kaplanması gereklidir. Bina yüzeyindeki eğiklik 2 cm.e kadarsa bu yöntem uygulanır. 2 cm. den daha büyük eğiklikler önceden tamir harçları veya kaba sıvayla düzeltilmelidir. Arka yüzeyin tamamının yapıştırıcı harçla kaplandığı uygulamalar da vardır. Bina yüzeyi çok düzgün ise bu uygulama yapılabilir. Çimento harçlı yapıştırıcı m2 başına yaklaşık 5 kg. olarak uygulanmalıdır. Çimento harçlı yapıştırıcıların yanında poliüretan bazlı yapıştırıcılar da vardır. Bunlar, çimento harçlı yapıştırıcılara göre işçilik açısından daha pratiktirler. Ayrıca duvara çok iyi yapıştıklarından 10 metrelik yüksekliğe kadar dübelleme gerektirmemektedirler.
Mantolama Levhalarının Yerleştirilmesi: Levhalar, su basman profil seviyesinden başlanarak yukarıya doğru ilerlenerek yapıştırılır. Levhalar her sırada şaşırtmalı olarak yapıştırılmalıdır. Levhalar yapıştırıldıktan sonra düzgün bir mastar ve su terazisi ile yatay ve düşeyde terazisinde olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bina köşelerinde de her sırada yarım ve tek levhalar kullanılarak şaşırtmalı yapıştırma devam ettirilir. Pencere ve kapı boşluklarında, köşelere gelen levhalar L şeklinde kesilerek yapıştırılır. Levhalar arasında boşluk bırakılmamalıdır. Kalan boşluklar kesinlikle sıva ile doldurulmaz, bu boşluklar yine levhadan kesilen parçalarla doldurulmalıdır veya sprey yalıtım köpüğü uygulanmalıdır. Bina derz yerleri üzerine levha yapıştırılarak kapatılmaz. Aksi takdirde derz yerlerinde ciddi çatlaklar oluşacaktır. Buralarda derz profili kullanılır. Levhaların bina yüzeyinde çok uzun süre güneşe maruz kalması engellenmeli, iskelede branda kullanılmalıdır. Toprak seviyesinden itibaren darbeye açık olan yüzeylerde belli bir yüksekliğe kadar kullanılan levhaların basma mukavemeti en az 200 kPa ve tam daldırmadaki hacimce su emme değeri %1,5 un altında olmalıdır.
Mantolama Levhalarının Dübellenmesi: Yapıştırma harcı tam olarak kuruduktan sonra (en az 24 saat sonra) dübelleme işlemine geçilir. Binanın rüzgara göre konumu, rüzgar şiddeti, binanın yüksekliği gibi etkenler dübel sayısının belirlenmesinde rol oynar. Dübellemenin amacı levhaların duvarlara mekanik olarak tespit edilmesi ve zamanla levhaların koparak düşmesinin önlenmesidir. Genelde metrekareye 6 adet dübel uygulanır. Çok sık yapılan uygulama levha köşelerine 1er adet, levha ortasına 2 adet dübel uygulamasıdır. Bina köşeleri yüksek binalarda rüzgardan çok etkilenirler. Bu nedenle yüksek kotlarda bina köşelerinde dübel sayısı arttırılır. 8 m. yüksekliğe kadar 6 adet/m2 ; 8-20 m.ye kadar 8 adet/m2 ; 20 m. ve üstünde 10 adet/m2 dübel uygulanır. Bina ve pencere kenarlarında kenara 10-15 cm. mesafe bırakılarak dübelleme yapılır. Tuğla duvarlarda plastik çivili, beton yüzeylerde çelik çivili plastik geniş başlıklı dübeller kullanılır. Dübellerin hurda plastikten üretilmediğine emin olunmalıdır. Dübel yüzeyde en az 3 cm. genişlikte bir tutunma yüzeyine sabitlenmeli, gazbeton duvarlara en az 6 cm., tuğla duvarlara en az 5 cm., beton duvarlara en az 4 cm. girmelidir.Delik boyu, dübel boyundan 1 cm. uzun olacak şekilde açılmalıdır. Uzunlukları piyasada genelde 95mm-115 mm-135 mm gibi ölçülerde satılır. Gaz beton duvarlar için bu ölçü 160 mm.ye çıkar. Dübel uzunluğunu seçerken levha kalınlığı + yapıştırma kalınlığı (5mm) + kaba sıva payı (10 mm) + ankraj derinliği (50 mm) olarak hesap edilir. Ahşap yüzeyler için OSB dübelleri kullanılır. XPS ve EPS levhalarda plastik dübel kullanılırken taşyünü levhalarda çelik dübel kullanılır.
Birinci kat sıva: Dübelleme işlemi bittikten sonra sıva işlemine geçilir. Bu sıva, çimento esaslı, elyaf ve polimer katkılı ince agregalı bir sıvadır ve iki ayrı katman olarak uygulanır. İlk kat sıva yaklaşık 2 mm. kalınlığında uygulanır. Burada en önemli uygulama sıva filesi uygulamasıdır. Sıva filesinin file aralığı 3,5 x 3,5 , 4 x 4 veya 5 x 5 mm. dir. Alkali ortama dayanıklı, 145-160 gr/m2 ağırlıkta, cam elyafından üretilmiş olmalıdırlar. Yüksek darbe dayanımı gerektiren yerlerde en az 340 kg/m2 ağırlığındaki fileler kullanılmalıdır. Sıva filesi (donatı filesi) yukardan aşağı bastırılarak yaş sıvanın içine gömülür. Birleşme yerlerinde mutlaka 10 cm. birbiri üzerine bindirilir. Pencere ve kapı köşelerinde ayrıca çapraz halinde ek bir file katmanı daha uygulanır. Tam olarak kurumadan, sıva filesi ve profil uygulamaları yapıldıktan sonra ikinci kat sıva uygulamasına geçilir.
Profillerin Yerleştirilmesi: Köşe profili, denizlik uzatma profili, fuga profili gibi birtakım profiller tamamlayıcı eleman olarak yalıtım uygulamasında görev yaparlar. Köşe profilleri, bina köşeleri ve pencere-kapı kenarlarında kullanılır. Hem düzgün bir kenar elde etmek, hem de köşeleri darbelere karşı korumak için metal veya plastikten imal edilmişlerdir. Kendiliğinden fileli olanları tavsiye edilir. Konsol ve balkonların yatay köşelerinde ise damlalıklı köşe profilleri kullanılmalıdır. Damlalıklı profiller sayesinde suyun cepheden uzaklaştırılması kolaylaşacaktır. Bina dış yüzeyine yapılan ısı yalıtımı neticesinde binanın dış kabuğu kalınlaşacaktır. Dolayısıyla ikamet edilen yapılarda önceden yerleştirilmiş pencere denizlikleri kısa kalacaktır. Bu sorunu çözmek amacıyla denizlik uzatma profilleri yerleştirilir. Denizlik uzatma profillerinin üzerine basılmamalı, yük bindirilmemelidir. Binalarda estetik görünüm amacıyla levhalar üzerine fugalar açılabilir. Bu durumda yine ilk kat sıva yapıldıktan sonra fuga profilleri kullanılmalıdır. Fileli fuga profilleri de vardır.
İkinci Kat Sıva: İlk kat sıva uygulaması tam olarak kurumadan ikinci kat sıva uygulamasına geçilir. İlk kat sıva ile birlikte toplam kalınlığı 3-4 mm.yi bulur. Toplam sıva miktarı 5 kg/m2 olarak hesap edilir. Sıva kalınlığının 2/3 ü file altında, 1/3 ü file üstünde kalmalıdır. Yani sıva filesi, dış tarafa biraz daha yakın olmalıdır. Sıva filesinin, levhalara temas etmemesi gereklidir. İkinci kat sıva uygulaması, geniş yüzeylerde ara vermeden devam ettirilmelidir. Bu nedenle son kat uygulanırken yeterli eleman bulundurulmalıdır.
Son Kat Dekoratif Kaplama: Sıva tabakası tamamen kuruduktan sonra artık son kat kaplama aşamasına geçilir. Burada birkaç seçenek vardır: 1- Yüzey astarlandıktan sonra çimento esaslı, mala ile uygulanan son kat dekoratif sıva ile yüzeye tekstürlü bir görüntü verilir ve son olarak üst kata silikon takviyeli akrilik dış cephe boyası uygulaması yapılır. 2- Yüzey astarlandıktan sonra akrilik emülsiyon esaslı renkli sıva uygulaması yapılabilir. Çelik veya plastik mala ile uygulanır. Uygulama kalınlığı 2 mm.dir.
MANTOLAMA NE KADAR SÜREDE YAPILIR
Bina ısı yalıtımı uygulamaları için gereken süre; yapının ihtiyaçları, büyüklüğü ve yalıtım uygulamasında çalışacak kişi sayısıyla ilişkili olarak belirlenir. Genel olarak mantolama, orta büyüklükteki bir bina için 1-4 haftalık zaman zarflarında tamamlanır. Tabii ki hava koşulları bu süreyi olumlu veya olumsuz etkilemektedir.
YENİ BİNA MANTOLAMA
Yapım aşamasında gerekli detaylar önceden dikkate alındığı sürece yeni binalarda ısı yalıtım sistemi uygulamaları eski binalara nazaran tatbikatlar daha kolay yapılabilecektir. Karotlar yağmur suyu gider borularının kanalları açılırken mantolama payının bırakılmasına dikkat edilmelidir, çatı parapetlerinin ve gizli derelerinin günümüzün yüksek kaliteli malzeleriyle izole edilmesi ve pencere denizliklerinde yine mantolama payının ve düşünülüyorsa dekoratif söve kalınlıklarında dikkate alınmasi sistem uygulamaları yapılırken karşılaşılması muhtemel birçok problemi ortadan kaldıracaktır. Yeni binalarda mantolama altına kaba sıva yapılması teknik olarak bir mecburiyet olmamakla beraber sistem uygulamalarının daha problemsız uygulanabilmesi için fayda sağlanacaktır.
BİNA MANTOLAMA
Oturulan binalarda yapılan ısı yalıtım sistemi uygulamaları yeni binalara nazaran daha zordur bunun sebebi özellikle denizlik altlarında, parapet kenarlarında, yağmur suyu giderlerinde, balkon kapılarında yaşanması muhtemel sorunların yoğunluğundandır
Pence Denizlik Altları: Mantolama uygulamalarında ısı yalıtım levhalarının kaplanmasıyla beraber çoğu binada mermer denizlik damlalıkları kapanmaktadır ve bu şekilde yapılan uygulamalarda önlem alınmaz ise yağmur sularını pencere merkezlerinden cepheye akması ve kirliliğe sebep olması kaçınılmaz sondur. Söz konusu problemi ortadan kaldırmak için eski binalarda mantolama sonrası denizlik altlarını pvc veya aliminyum damlalık profili konması tartışmasız bir mecburiyettir.
Parapet Kenarları: Ülkemizdeki eski binalarda maalesef çatı parapetlerini gerekli izoleleri yapılamamıştır. Çatı derelerindeki mevcut problemleri öncelikle olarak çözünmedikten sonra yapılan mantolama uygulamaları için ileri dönemde tehlike arz etmektedir.
Yağmur Giderleri: Mevcut yağmur su giderleri mantolama yapılırken kesinlikle duvarda sabit bırakılmamalıdır. Isı yalıtım levhalarının arasında kalacak gider borulari ısı köprüsü oluşturabileceği gibi ilerleyen dönemlerde onarım istemesi dahilinde mantolama ya da zarar verecektir. Bu vesile ile uygulamalar sırasında giderlerin tamamı sökülmeli çıkış ve iniş noktalarında gerekli dirsek parçaları kullanılarak mutlaka mantolama tatbikatlarının dış yüzeyine alınmalıdır.
Balkon Kapıları: Balkon iç duvarlarının sistem uygulaması yapılırken dışa ve duvara doğru açılan kenar balkon kapıları gerekli mesafeye sahip değilse ısı yalıtımı levhaları ile dar bir açıda çarpışacak ve kapının kullanılabilirliği önemli ölçüde sekteğe uğrayacaktır. Bu sebeple balkon iç duvarlarında gerekli görünen yerlerde ince ısı yalıtımı levhaları kullanma mecburiyeti olabilir.
MANTOLAMA UYGULAMALARININ ÖNEMİ
Giderek artan enerji fiyatları, aile bütçesinden ısınma için ayrılan parayı artırmaktadır. Tüketilen enerjinin yaklaşık üçte biri konutlar için sarf edildiği söylenebilir. Bu nedenle, binalarda ısı kayıplarını iyi bir tasarımla minimuma indirmek gerekir.
Binaların ömrünü uzatmak ve değerini korumak için, binalar iç ve dış etkenlerden doğru biçimde korunmalıdır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken hususların başında, mantolama ve doğru malzeme seçimi gelir. Binalarda iç ortam ile dış ortamı birbiriden ayıran ve bina zarfı olarak tanımlanan duvarlar, pencereler, kapılar, tavan, çatı ve döşemelerden oluşan yapı elemanları dış etkenlerden korunmalıdır. Ayrıca kullanım amacına uygun olarak sağlık ve konfor şartları yapı içinde sağlanmalıdır.
Yapı elemanları üzerinden farklı sıcaklıktaki iç ve dış ortam arasında ısı kaybını veya ısı kazancını azaltmak için yapılan işlemlerin tümüne ısı yalıtımı adı verilir. Isı yalıtımının esas amacı ısı kaybını veya ısı kazancını azaltmaktır.
Binalarda ısı kaybeden yüzeyler yeterince yalıtılmadığı takdirde ısı kaybı ve buna bağlı olarak işletme giderleri artmaktadır. Bu nedenle, daha proje başlangıcında mimar ve mühendis işbirliği sağlanarak, hem sabit yatırımlar, hem de işletme masrafları azaltılır.
Isıl sorunların öncelikli önemi, doğal çevreyle, yapma çevre (mekân) arasında ayırıcı bir yapı elemanının varlığını gerektirir. Mekân dışında kalan doğal atmosfer, mevsim, gece-gündüz, coğrafi enlem, yön ve benzeri parametrelere bağlı olarak ısıl yönden sürekli değişik bir karakter gösterir. Böyle bir değişkenlik içerisinde insanın kendisini dış etkilerden koruyabilmesi, sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için gerekli konfor koşullan en iyi düzeyde sağlanmalıdır. Bu gereklilik mekân elemanları ve ilâve enerjiyle sağlanır. Yaz-kış ve gece-gündüz arasındaki ısıl farklılıklar mekânın tasarlanmasında veri oluşturan tasarım parametrelerinden birisidir. Soğuk dönemde mekânı sıcak tutmak, sıcak dönemde de mekânı serin tutabilmek için gerekli enerjiyi minimum düzeyde tutabilecek uygun tasarlanmış elemanlara ve malzemelere gereksinme vardır. Ancak, iki mekân arasında bir sıcaklık farkı oluştuğunda da aradaki ayırıcı elemanda önemli ısıl sorunların ortaya çıkacağı bilinmelidir.
İnsanların yaşadığı mekânlarda ısı akımlarıyla birlikte onun ayrılmaz bir parçası olan buhar akımları ve bunların birlikte oluşturacağı sorunlar da gündeme gelir.
Isı yalıtımı enerji tasarrufu sağlamakla birlikte, doğru mantolama malzemesinin seçimiyle iklimsel ve işitsel konforun yanı sıra yapılarda yangın güvenliği de sağlanabilmektedir. Yalıtım sayesinde, ısı kayıp ve kazançları azaltılarak enerji tasarrufunun sağlanması, çevrenin korunması ısıl konfor ve gürültü denetiminin sağlanması, yapı elemanlarında ve yüzeylerde yoğuşmanın azaltılması, ısıtma, soğutma ve enerji sistemlerinde işletme verimliliğinin arttırılması ve yapı elemanlarının dış etkilerden korunması mümkün olabilmektedir.
Yapılarda ısı etkilerinden korunmanın önemini şu şekilde sıralayabiliriz.
– İnsanların oturduğu veya çalıştığı binalarda ısı etkilerinden korunma; insan sağlığı, onarım giderleri, yakıt ekonomisi ve ilk yapım giderleri açısından önemlidir.
– Isı etkilerinden yeterli olarak korunma sağlığa uygun, huzur verici hacimlerin elde edilmesinin ilk şartıdır.
– Hacimlerin ısı ihtiyacı ve bunu sağlamak için yapılan ısıtma giderleri, hacmi çevreleyen yapı bileşenlerinin ısı yalıtma özelliklerine bağlıdır.
– Isı etkilerinden yeterli korunma, hacmi çevreleyen yapı bileşenlerinin yüzey ve içlerinde terlemeyi, tesisat borularının donmasını ve bunlara bağlı olarak meydana gelen zararları önleyerek, yapının işletim, bakım ve onarım giderlerini azaltır.